Obstruktif Uyku Apne Sendromu ve Antropometrik Ölçümlerin İlişkisi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Sözlü Bildiriler
CİLT: 3 SAYI: 1
P: 25 - 25
Aralık 2016

Obstruktif Uyku Apne Sendromu ve Antropometrik Ölçümlerin İlişkisi

1. Mugla Sitki Koçman Üniversitesi Tip Fakültesi Nöroloji Anabilim Dali, Mugla
2. Mugla Sitki Koçman Üniversitesi Tip Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dali, Mugla
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Giriş ve Amaç

Obstruktif uyku apne sendromunun obez kişilerde daha sık görüldüğü bilinmektedir. Bu çalışmada bel çevresi, bel/boy oranı ve vücut kitle indeksinin obstruktif uyku apne sendromu şiddeti ile ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uyku Laboratuvarında Ağustos 2014- Mart 2016 tarihleri arasında izlenen 353 hastanın polisomnografi ve hasta bilgi kayıtları retrospektif olarak incelendi. Hastaların Apne-hipopne indeksleri (AHI) ile bel çevreleri, bel/boy oranları ve vücut kitle indeksleri arasındaki ilişki araştırıldı.

Sonuç

Hastaların 109’u (%31) kadın; 244’ü (%69) erkekti. Yaş ortalaması 47.5 ±12.94 idi. Hastaların 149’unda (%42) ağır; 76’ sında (%22) orta; 78’inde (%22) hafif derecede uyku apne sendromu saptanırken; 50 hastada (%14) uyku apne sendromu yoktu. Obstruktif uyku apne sendromu olanlarda olmayan gruba göre bel çevresi, bel/boy oranı ve vücut kitle indeksi anlamlı şekilde daha yüksek bulundu. Hastalık şiddeti arttıkça bel çevresi, bel/boy oranı ve vücut kitle indeksi artmaktaydı. AHI ile korelasyonları değerlendirildiğinde her üçünün korelasyonu orta derecede olmakla birlikte bel çevresinin korelasyonu daha yüksek bulundu.

Tartışma

Obstruktif uyku apne sendromunda bel çevresi, bel/boy oranı ve vücut kitle indeksi değerlerinin üçü de hastalık şiddeti ile ilişkilidir. Bunlardan bel çevresinin korelasyonu diğerlerinden daha yüksek bulunmuştur. Bel çevresi; ölçümünün kolay, ölçüm hatasının düşük olması ve vücut kitle indeksine göre obstruktif uyku apne sendromu şiddeti ile daha yüksek korelasyonu nedeni ile bu hastaların takibinde öncelikle tercih edilebilir.

Anahtar Kelimeler: