ÖZET

Ağrı, uyku ve ruh hali arasında, birbirinden ayırt edilemeyen sınırlarla kompleks bir ilişki vardır. Ağrı, uyku kalitesini bozabilir, uyku düzeninin bozulması ağrı yaratabilir ve bu dönemin yansıması insanlarda depresyon ve endişe olarak kendini gösterebilir.

Baş ağrısı nedeniyle takip edilen toplam 297 hasta çalışmaya alındı. Hasta çalışma grupları epizodik gerilim tipi baş ağrısı (TTH), migren, kronik migren ve kronik gerilim tipi baş ağrısı olarak sınıflandırıldı. Hasta değerlendirmeleri Epworth uykululuk ölçeği, Hamilton Anksiyete Derecelendirme ölçeği (HAM-A) ve Hamilton Depresyon Derecelendirme ölçeği (HDRS) ile yapıldı.

Tüm gruplarda aşırı gündüz uykusu klinik tabloya eşlik etti. Epizodik TTH grubunda, HAM-A 12,27±3,34 (p<0,001), migren grubunda 10,09±2,94 (p<0,05), kronik migren grubunda HAM-A 7,90±2,41 (p>0,05), ve kronik TTH’de, HAM-A 5,71±2,51 (p>0,05) olarak sonuçlandı; epizodik TTH ve migren gruplarında anksiyete skorları diğer gruplara ve normal popülasyona göre artmıştır. Epizodik TTH grubunda HDRS, 8,34±3,85 (p>0,05); migren grubunda 9,01±1,25 (p>0,05); kronik TTH grubunda 10,05±3,40 (p<0,001), kronik migren HDRS’li grupta ise 11,70±3,25 (p<0,001) bulundu. Depresyon skorları, kronik migren grubunda, diğer gruplara kıyasla kronik TTH olan grupta ve normal popülasyonda artmıştır.

Sonuç olarak, ağrı, depresyon, anksiyete ve uyku bozukluklarının bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ve hasta yaklaşımının bu kavrama göre planlanması gerektiğini öneriyoruz.