Özgün Makale

Obstrüktif Uyku Apne Sendromunda Laboratuvar Parametrelerinin Yeri

10.4274/jtsm.2016.147

  • Ebru Ortaç Ersoy
  • Gülbahar Darilmaz Yüce
  • Serap Duru
  • Hikmet Firat
  • Sadik Ardiç
  • Bahar Kurt

Gönderim Tarihi: 15.04.2016 Kabul Tarihi: 19.04.2016 J Turk Sleep Med 2016;3(1):1-5

Amaç

Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS), tekrarlayan hipoksemi ataklarıyla seyreden bir durumdur. OUAS’ta artmış sempatik aktivasyon, oksidatif stres, vasküler endotelyal disfonksiyon, koagülasyon bozukluğu ve metabolik disregülasyon nedeniyle, enflamasyon ve kardiyovasküler hastalık riskinde artış olmaktadır. Çalışmamızda komorbiditesi olmayan OUAS’lı hastalarda rutin laboratuvar değerlerini inceleyerek OUAS ile ilişkili faktörleri belirlemeyi amaçladık.

Gereç ve Yöntem

Uyku hastalıkları merkezine yatırılmış ve polisomnografileri (PSG) yapılmış 675 hastanın dosyası retrospektif olarak tarandı. Herhangi bir komorbiditesi olmayan 130 hasta çalışmaya alındı. Hastaların laboratuvar değerleri ve PSG raporları kaydedildi. Hastalar apne-hipopne indekslerine (AHİ) göre 4 gruba ayrıldı. Grup 1 (n=17) AHİ <5; grup 2 (n=42) AHİ=5-14,9; grup 3 (n=31) AHİ=15-29,9 ve grup 4 (n=40) AHİ>30.

Bulgular

Hastaların 88’i erkek (%67,7), 42’si kadındı (%32,3). Hastaların yaş ortalamaları 41,6±11,3 (16-75), vücut kitle indeksi ortalamaları 29,6±6,3 (17,1-65,7) bulundu. Epworth skoru 9,9±5,5, AHİ 6,2±11,34 idi. Glukoz, toplam kolesterol ve trigliserit düzeyleri diğer gruplara göre grup 4’te daha yüksekti (sırasıyla p=0,03, p=0,04, p=0,02). Ürik asit ve fibrinojen değerleri AHİ derecesine göre hastalık şiddeti arttıkça daha yüksek olarak saptandı (p=0,038, p=0,004).

Sonuç

OUAS eşlik eden komorbidite olmaksızın ürik asit artışı, dislipidemi ve kan şekeri disregülasyonu ile ilişkilidir. AHİ arttıkça metabolik parametreler progresif olarak kötüleşmektedir.

Anahtar Kelimeler: Obstrüktif uyku apne sendromu, glukoz, ürik asit, dislipidemi, fibrinojen

Giriş

Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS) uyku sırasında üst havayolunda tekrarlayan kısmi ya da tam tıkanma epizodlarıyla karakterize, artmış solunum eforu, oksijen desatürasyonu, uyku bölünmesi ve gündüz uyku haline neden olan bir bozukluktur. Orta yaş kadınların %2, erkeklerin %4‘ünü etkilemektedir (1). Obezite, ileri yaş, ırk, baş ve boyun anatomik bozuklukları, erkek cinsiyet, sigara, alkol, sedatif ilaçlar ve yüksek irtifa OUAS gelişiminde rol oynayan faktörlerdir (2).

OUAS’lı hastalarda sempatik aktivasyon, endotelyal disfonksiyon, sistemik enflamasyon ve hiperkoagülabilite meydana gelmektedir (3,4). Bunların sonucu olarak OUAS olanlarda yüksek kan basıncı, yüksek glukoz, artmış bel çevresi, düşük yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) ve yüksek trigliserit düzeyleri görülebilmektedir. Çalışmamızda komorbiditesi olmayan OUAS’lı hastalarda rutin laboratuvar değerlerini inceleyerek OUAS ile ilişkili faktörleri belirlemeyi ve hastalık şiddeti ile metabolik bozukluk gelişim riskini araştırmayı amaçladık.


Gereç ve Yöntem

Ocak 2012-Ocak 2013 tarihleri arasında uyku hastalıkları merkezine yatırılmış ve polisomnografi (PSG) yapılmış 675 hastanın dosyası retrospektif olarak tarandı. Çalışma için hastane etik kurulundan onay alındı. Herhangi bir komorbiditesi olmayan ve laboratuvar verileri tam olan 130 hasta çalışmaya dahil edildi. Hasta dosyalarından ayrıntılı klinik değerlendirme, solunum fonksiyon testi, arter kan gazı, rutin hematolojik ve biyokimyasal tetkik sonuçları incelendi. Tüm hastalara tam gece PSG testi (6-8 saat) uygulanmıştı. Altı kanallı elektroensefalografi (C3-M2, C4-M1, F1-M2 O1-M2, O2-M1, F2-M1), elektrokulogram (EOG), elektromiyogram (submental EMG ve EMG tibialis), elektrokardiyogram (EKG), horlama oronazal hava akımı (kanül+termistör), solunum çabası (göğüs ve karın), horlama (trakea mikrofonu), vücut pozisyonu, pulse oksimetre (parmak) parametreleri kaydedilerek değerlendirildi. Olguların demografik özellikleri kaydedildi. PSG sonuçları tekrar değerlendirildi. Uyku olaylarının manuel skorlanması için AASM-2007 (American Academy of Sleep Medicine) kriterleri kullanıldı (5). PSG parametreleri olarak, apne-hipopne indeksi (AHİ), ortalama oksijen satürasyonu (%), en düşük oksijen satürasyonu (%), oksijen desatürasyon süresi, oksijen desatürasyon indeksi (ODİ), total apne zamanı, toplam hipopne zamanı, ortalama apne zamanı, ortalama hipopne zamanı kaydedildi. En az %60 uyku etkinliği olan test geçerli olarak kabul edildi. Çalışma grupları AHİ’ye göre oluşturuldu. Grup 1: OUAS olmayan kontrol grubu (AHİ <5 olay/saat) (n=17), grup 2 hafif-orta OUAS (5 ≤AHİ <14,9 olay/saat) (n=42), grup 3 OUAS (15 ≤AHİ <29,9 olay/saat) (n=31), grup 4 OUAS (AHİ ≥30 olay/saat) (n=40) olarak gruplandırıldı.

İstatistiksel Analiz

Sonuçlar SPSS 18.0 (Chicago, Illinois, ABD) software ile değerlendirildi. Tanımlayıcı istatistiklerde ortalama ve standart sapma değerleri verildi. Gruplar Kruskal Wallis testi kullanılarak karşılaştırıldı. İkili karşılaştırmalarda t-test ve Mann Whitney-U testi kullanıldı. Gruplar arasında anlamlı ilişki bulunduğunda Bonferroni düzeltmesi yapıldı. Gruplar arasında ilişki Pearson korelasyon testi ile değerlendirildi. P<0,05 anlamlı olarak kabul edildi.


Bulgular

Toplam 130 hastanın verileri değerlendirildi. Hastaların 88’i erkek (%67,7), 42’si kadındı (%32,3). Yaş ortalamaları 41,6±11,3 (16-75), vücut kitle indeksi (VKİ) ortalamaları 29,6±6,3 (17,1-65,7) olarak bulundu. Epworth skoru ortalaması 9,9±5,5, AHİ ortalaması 6,2±11,34 idi (Tablo 1). Tam kan sayımında anlamlı bir farklılık izlenmedi. Glukoz, toplam kolesterol ve trigliserit düzeyleri diğer gruplara göre grup 4’de anlamlı olarak daha yüksek olarak saptandı (p=0,03, p=0,04, p=0,02). Obez OUAS’lılarda ürik asit ve C-reaktif protein (CRP) obez olmayan OUAS’lılara göre daha yüksek olarak saptandı (p=0,003, p=0,03). Ürik asit değerleri AHİ derecesine göre hastalık şiddeti arttıkça daha yüksek olarak saptandı (p=0,038). Hasta dosya kayıtlarında rutin laboratuvar parametreleri yanında homosistein ve fibrinojen değerleri de kayıtlı idi. Fibrinojen ve homosistein grup 4‘de daha yüksek olarak izlendi ancak istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0,059 ve p=0,2). Düşük yoğunluklu lipoprotein, HDL, HbA1c ve troid fonksiyon testlerinde anlamlı farklılık saptanmadı (Tablo 2). Homosistein düzeyleri %90 satürasyon altında geçen süre ile ilişkili iken (p=0,001), Fibrinojen AHI (p=0,004, r=0,261) (Şekil 1), %90 satürasyon altında geçen süre (p=0,023, r=0,224), %90 satürasyon altına düşme sayısı (p=0,05, r=0,299) ve toplam apne süresi (p=0,001, r=0,223) ile ilişkili bulundu.


Tartışma

Çalışmamızda başka bir kronik veya metabolik hastalığı olmayan OUAS hastalarında laboratuvar parametreleri değerlendirildi. Ağır OUAS olanlarda kan glukoz, kolesterol ve trigliserit düzeylerinin daha yüksek olduğu izlendi. Fibrinojen ve homosistein düzeyleri OUAS’da hastalık ağırlığı ile ilişkili bulundu. Önceki çalışmalarda OUAS‘ın kronik ve metabolik hastalıklarla olan ilişkisi sıklıkla gösterilmiş ancak herhangi bir ek hastalığı olmayan hastalarda metabolik, aterosklerotik ve sistemik hastalıklarda yüksek bulunan laboratuvar parametreleri değerlendirilmemiştir. Fusetti ve ark.’nın (6) 1185 hastayı değerlendirdikleri çalışmasında OUAS şiddeti ile metabolik sendrom, diyabet ve dislipidemi gelişimi arasında korelasyon saptanmıştır. Bizim çalışmamızda da glukoz, toplam kolesterol ve trigliserit düzeyleri AHİ’ye göre hastalık şiddeti ile korele olarak artmış olarak saptanmıştır. OUAS’ta gözlenen metabolik disfonksiyon glukoz metabolizmasında bozulmalara ve insülin direncine neden olmaktadır. OUAS’ın obeziteden bağımsız olarak insülin direnci ile ilişkili olmadığını belirten yayınlar (7) yanında ilişkili olduğunu belirten yayınlar çoğunluktadır. Ip ve ark. (8) 270 hastayı içeren çalışmalarında 185 OUAS hastasında açlık insülin düzeyleri ve HOMA-IR düzeylerinde anlamlı yükseklik tespit etmişler ve obez olan ve olmayan OUAS grupları arasında farklılık saptamamışlardır. Kallianos ve ark. (9) da diyabetik olmayan OUAS hastalarında kan glukoz düzeylerinin OUAS şiddeti ile korele olduğunu bulmuşlardır. Punjabi ve ark.’nın (10) 2656 hastayı içeren çalışmalarında uyku ile ilgili hipokseminin yaş, cinsiyet, VKİ ve bel çevresinden bağımsız olarak glukoz intoleransı ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Bu çalışmanın sonuçları, uykuda solunum bozukluğunun bağımsız olarak glukoz intoleransı ve insülin direnci ile ilişkili olduğunu ve tip 2 diabetes mellitusa yol açabileceğini göstermektedir. İntermittant hipoksemi sempatik aktivasyonu, sistemik enflamasyonu ve yağ asitlerini düzenleyici hormonları arttırarak ya da direkt olarak pankreas beta hücresi hasarına neden olarak glukoz metabolizmasını etkiler (11). OUAS-metabolik sendrom-obezite yakın ilişkisi nedeniyle dislipidemi geliştiği akla gelmektedir fakat intermittant hipoksemi karaciğerde lipid biyosentezi üzerinde up-regülasyona neden olarak lipid metabolizmasını etkilemektedir. Bu nedenle OUAS ve dislipidemi arasında bağımsız bir ilişki olduğu öne sürülmektedir (11-13). Bizim çalışmamızda da AHİ ile korele olarak glukoz, toplam kolesterol ve trigliserit yüksekliği olması, obez ve obez olmayan OUAS’lılar arasında glukoz, toplam kolesterol ve trigliserit düzeyleri arasında fark olmayışı OUAS’ın obeziteden bağımsız olarak metabolik disfonksiyon gelişimine neden olduğunu desteklemektedir. OUAS kronik intermittant hipoksemi ile sempatik aktivasyon, nörohümoral değişiklikler, glukoz dengesinde bozulmalar, enflamasyon ve oksidatif strese neden olmaktadır (14). Metabolik değişiklikler hastalığın şiddeti arttıkça progresif olarak kötüleşmektedir. OUAS aynı zamanda obezite kaynaklı kardiyovasküler riskte de artışa neden olmaktadır (15). Çalışmamızda ürik asit hastalık şiddeti ile korele saptandı. Daha önceki çalışmalarda da ürik asit ile AHİ’nin korele olduğu, devamlı pozitif hava yolu basıncı tedavisi sonrası normale döndüğü gösterilmiştir (16). Yetersiz oksijen hücresel hemostaz için önemli olan adenozin trifosfatin adenozin difosfat ve monofosfata parçalanmasına neden olur. Bu işlem sonunda da purin metabolitleri (adenozin, inozin, hipoksantin ve ksantin) açığa çıkar. Bu süreç purin son katabolik ürünü olan ürik asitin aşırı üretimiyle sonuçlanır. Ürik asit oluşumu oksidatif stres ve kardiyovasküler hastalıklarda rol oynayan bir enzim olan ksantin oksidaz aktivitesinin bir sonucudur. Ürik asit artışına hipoksi ilişkili doku hasarında rol oynayan reaktif oksijen ürünleri üretiminde artma eşlik eder. Hiperüriseminin kalp yetmezliği, multipl proaterojenik süreçler ve hipertansiyon ile ilişkisi olduğu, kardiyovasküler hastalık için artmış riski olan hastalarda bağımsız bir ölüm belirteci olduğu düşünülmektedir (17). Obez olmayanlara göre obez olan OUAS olgularında ürik asit ve CRP’nin daha yüksek saptanması obezitenin OUAS’da enflamasyon ve kardiyovasküler riski arttırdığına işaret etmektedir. Homosistein metiyonin metabolizmasında sentezlenen sistein homoloğu bir aminoasittir (18). Yükselmiş homosistein düzeyleri eşlik eden OUAS varlığında aterosklerotik hastalık patogenezinde sorumlu tutulmaktadır (3). Homosistein metabolizmasının önemi kardiyovasküler hastalıkların başlaması ve yerleşmesinde hiperlipidemi ve sigara içimi ile yarışır şekilde yaklaşık olarak %25 katkısının olmasındandır. Ancak plazma homosistein düzeyleri ve obstrüktif uyku apnesi arasındaki patogenetik bağlantı tartışmalıdır. OUAS şiddeti ile homosistein düzeyleri arasında ilişkili bildirilmiştir (3,19-25). Homosistein düzeyleri, ilişkili iskemik kalp hastalığı, hipertansiyon olduğunda ve ağır OUAS da yükselmektedir (3,22). Bizim çalışmamızda homosistein düzeyleri ağır OUAS grubunda yüksek olarak bulundu fakat sonuç istatistiksel olarak anlamlı değildi. Bu durum olguların eşlik eden kardiyovasküler hastalığı olmaması ile ilişkili olabilir. Kardiyovasküler hastalık patogenezinde enflamasyon ve hemostaz arasında güçlü bir etkileşim vardır. Hiperkoagülabilite ve enflamasyonun OUAS’ta var olduğu bilinmektedir. OUAS’lı hastalar yükselmiş plazma fibrinojen düzeyleri, artmış trombosit aktivitesi ve azalmış fibrinolitik kapasiteye sahiptir. Fibrinojen enflamasyon markerı, pıhtılaşmanın bir bileşeni ve kan viskozitesi belirleyicisi (26), OUAS’da ortalama oksijen satürasyonunun bağımsız işaretidir. Yüksek CRP ve fibrinojen varlığı OUAS hastalarında kardiyovasküler ve serebrovasküler mortalite riski ile ilişkili bulunmuştur (4,27). Çalışmamızda da fibrinojen düzeylerinin AHİ, %90 altında geçen süre, %90 altına düşme sayısı ve toplam apne süresi ile korele olması fibrinojenin hipokseminin önemli bir işareti ve kardiyovasküler risk belirleyicisi olduğu görüşünü desteklemektedir. Kokturk ve ark. (28) CRP’nin OUAS’ta hastalık şiddetiyle arttığını, enflamasyon ve kardiyovasküler riskte artış için bir belirteç olabileceğini belirtmişlerdir. Çalışmamızda CRP düzeyleri OUAS şiddeti ile ilişkili bulunmadı. Bu olgularımızın hipertansiyon dahil henüz hiçbir kardiyovasküler hastalık tanısı almamış olgular arasından seçilmiş olmasıyla açıklanabilir. OUAS’lı hastalarda ortalama platelet hacminin (MPV) AHİ ile korele olduğunu, OUAS’da yüksek riskli hastaları saptamada kullanışlı olabileceğini bildirilmiştir (29). Bizim çalışmamızda MPV OUAS şiddeti ile ilişkili bulunmamış ancak platelet dağılım genişliği ile ilişkili bulunmuştur. Bu parametre trombosit aktivitesi için bir belirteç olabilir. Çalışmamızın sonuçları önemli bulgular elde etmemize neden olsa da çalışmanın retrospektif olması, hasta sayısının fazla olmaması, çalışmanın tek merkezli yapılmış olması gibi faktörler çalışmamızın kısıtlılıklarıydı.


Sonuç

OUAS laboratuvar parametreleri bozulmakta; kan şekeri disregülasyonu, ürik asit yüksekliği ve dislipidemi görülmektedir. Hastalık şiddeti arttıkça metabolik parametreler progresif olarak kötüleşmektedir. Fibrinojen, homosistein OUAS’da enflamasyon ve kardiyovasküler riski arttırmaktadır.

Etik

Etik Kurul Onayı: Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2015. Hasta Onayı: Retrospektif çalışma olduğu için hasta onayı alınmadı.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu tarafından değerlendirilmiştir.

Yazarlık Katkıları

Konsept: Gülbahar Darılmaz Yüce, Dizayn: Gülbahar Darılmaz Yüce, Serap Duru, Ebru Ortaç Ersoy, Veri Toplama veya İşleme: Gülbahar Darılmaz Yüce, Hikmet Fırat, Analiz veya Yorumlama: Ebru Ortaç Ersoy, Sadık Ardıç, Bahar Kurt, Literatür Arama: Ebru Ortaç Ersoy, Gülbahar Darılmaz Yüce, Serap Duru, Yazan: Ebru Ortaç Ersoy.

Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından herhangi bir çıkar çatışması belirtilmedi.

Finansal Destek: Çalışmamız için hiçbir kurum ya da kişiden finansal destek alınmamıştır.


1. Young T, Palta M, Dempsey J, Skatrud J, Weber S, Badr S. The occurrence of sleep-disordered breathing among middle-aged adults. N Engl J Med 1993;328:1230-5.
2. Demir A, Ursavaş A, Tana Aslan A, Gülbay B, Çiftçi B, Çuhadaroğlu Ç, Keyf F, Fırat H, Yılmaz M, Gerek M, Köktürk O, İtil O, Karakoç Ö, Kaçmaz Başoğlu Ö, Ersu R, Ardıç S, Öktem S, Fırat Güven S, Ulukavak Çiftçi T. Türk Toraks Derneği Obstrüktif uyku apne sendromu tanı ve tedavi uzlaşı raporu. Turkish Thoracic Journal. 2012;13(Suppl 1):1-73.
3. Ortaç Ersoy E, Fırat H, Akaydın S, Özkan Y, Durusu M, Darılmaz Yüce G, Ergün R, Topeli A, Ardıç S. Association of obstructive sleep apnea with homocystein, nitric oxide and total antioxidant capacity levels in patients with or without coronary artery disease. Tuberk Toraks 2014;62:207-14.
4. Basoglu OK, Sarac F, Sarac S, Uluer H, Yilmaz C. Metabolic syndrome, insulin resistance, fibrinogen, homocysteine, leptin, and C-reactive protein in obese patients with obstructive sleep apnea syndrome. Ann Thorac Med 2011;6:120-5.
5. Iber C, Ancoli-Israel S, Chesson AL, Quan SF. The AASM manual fort he scoring of sleep and associated events: rules, terminology and technical specifications. American Academy of Sleep Medicine, Wetchester, IL 2007:17-59.
6. Fusetti M, Fioretti AB, Valenti M, Masedu F, Lauriello M, Pagliarella M. Cardiovascular and metabolic comorbidities in patients with obstructive sleep apnoea syndrome. Acta Otorhinolaryngol Ital 2012;32:320-5.
7. Kapsimalis F, Varouchakis G, Manousaki A, Daskas S, Nikita D, Kryger M, Gourgoulianis K. Association of sleep apnea severity and obesity with insulin resistance, C-reactive protein, and leptin levels in male patients with obstructive sleep apnea. Lung 2008;186:209-17.
8. Ip MS, Lam B, Ng MM, Lam WK, Tsang KW, Lam KS. Obstructive sleep apnea is independently associated with insulin resistance. Am J Respir Crit Care Med 2002;165:670-6.
9. Kallianos A, Trakada G, Papaioannou T, Nikolopouloss I, Mitrakou A, Manios E, Kostopoulos K, Kostopoulos C, Zakopoulos N. Glucose and arterial blood pressure variability in Obstructive Sleep Apnea Syndrome. Eur Rev Med Pharmacol Sci 2013;17:1932-7.
10. Punjabi NM, Shahar E, Redline S, Gottlieb DJ, Givelber R, Resnick HE; Sleep Heart Health Study Investigators. Sleep-disordered breathing, glucose intolerance, and insulin resistance: the Sleep Heart Health Study. Am J Epidemiol 2004;160:521-30.
11. Drager LF, Jun JC, Polotsky VY. Metabolic consequences of intermittent hypoxia: relevance to obstructive sleep apnea. Best Pract Res Clin Endocrinol Metab 2010;24:843-51.
12. Trzepizur W, Le Vaillant M, Meslier N, Pigeanne T, Masson P, Humeau MP, Bizieux-Thaminy A, Goupil F, Chollet S, Ducluzeau PH, Gagnadoux F; Institut de Recherche en Santé Respiratoire des Pays de la Loire (IRSR) Sleep Cohort Group. Independent association between nocturnal intermittent hypoxemia and metabolic dyslipidemia. Chest 2013;143:1584-9.
13. Drager LF, Jun J, Polotsky VY. Obstructive sleep apnea and dyslipidemia: implications for atherosclerosis. Curr Opin Endocrinol Diabetes Obes 2010;17:161-5.
14. Lévy P, Bonsignore MR, Eckel J. Sleep, sleep-disordered breathing and metabolic consequences. Eur Respir J 2009;34:243-260.
15. Gasa M, Salord N, Fortuna AM, Mayos M, Vilarrasa N, Dorca J, Montserrat JM, Bonsignore MR, Monasterio C. Obstructive sleep apnoea and metabolic impairment in severe obesity. Eur Respir J 2011;38:1089-97.
16. Sahebjani H. Changes in urinary uric acid excretion in obstructive sleep apnea before and after therapy with nasal continuous positive airway pressure. Chest 1998;113:1604-8.
17. Hirotsu C, Tufik S, Guindalini C, Mazzotti DR, Bittencourt LR, Andersen ML. Association between uric acid levels and obstructive sleep apnea syndrome in a large epidemiological sample. PLoS One 2013;8:e66891.
18. Ientile R, Curro’ M, Ferlazzo N, Condello S, Caccamo D, Pisani F. Homocysteine, vitamin determinants and neurological diseases. Front Biosci (Schol Ed) 2010;2:359-72.
19. Sariman N, Levent E, Aksungar FB, Soylu AC, Bektaş O. Homocysteine levels and echocardiographic findings in obstructive sleep apnea syndrome. Respiration 2010;79:38-45.
20. Yavuz Z, Ursavaş A, Ege E, Ozarda Ilçol Y, Karadağ M, Uzaslan E, Gözü RO. [Homocysteine levels in patients with obstructive sleep apnea syndrome]. Tuberk Toraks 2008;56:37-42.
21. Can M, Açikgöz S, Mungan G, Bayraktaroğlu T, Koçak E, Güven B, Demirtas S. Serum cardiovascular risk factors in obstructive sleep apnea. Chest 2006;129:233-7.
22. Lavie L, Perelman A, Lavie P. Plasma homocysteine levels in obstructive sleep apnea: association with cardiovascular morbidity. Chest 2001;120:900-8.
23. Ozkan Y, Firat H, Simşek B, Torun M, Yardim-Akaydin S. Circulating nitric oxide (NO), asymmetric dimethylarginine (ADMA), homocysteine, and oxidative status in obstructive sleep apnea-hypopnea syndrome (OSAHS). Sleep Breath 2008:12;149-54.
24. Cerbo RM, Cabano R, Lombardi G, Bollani L, Colombo R, Stronati M. From apneic spells to the development of hypertensive hydrocephalus: a case report of homocystinuria with early onset. J Child Neurol 2010:25;368-70.
25. Wang L, Li J, Xie Y, Zhang XG. Association between serum homocysteine and oxidative stress in elderly patients with obstructive sleep apnea/hypopnea syndrome. Biomed Environ Sci 2010;23:42-7.
26. Ramos AM, Pellanda LC, Gus I, Portal VL. Inflammatory markers of cardiovascular disease in the elderly. Arq Bras Cardiol 2009;92:227-34.
27. Ryan S, Nolan GM, Hannigan E, Cunningham S, Taylor C, McNicholas WT. Cardiovascular risk markers in obstructive sleep apnoea syndrome and correlation with obesity. Thorax 2007;62:509-14.
28. Kokturk O, Ciftci TU, Mollarecep E, Ciftci B. Elevated C-reactive protein levels and increased cardiovascular risk in patients with obstructive sleep apnea syndrome. Int Heart J 2005;46:801-9.
29. Varol E, Ozturk O, Gonca T, Has M, Ozaydin M, Erdogan D, Akkaya A. Mean platelet volume is increased in patients with severe obstructive sleep apnea. Scand J Clin Lab Invest 2010;70:497-502.